7 Ağustos 2012 Salı

Ali Sami ALKIŞ Başbakan’dan “Olimpiyat Ateşi”nin gerçek kaynağı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Rogge ile görüşmesinde, “Olimpiyat meşalesinin kaynağı Antalya’daki Olimpos Dağı’dır” demiş... Spor Bakanı Suat Kılıç bunu açıklayınca, Yunanlılar tepki gösterdi.

Ama beyhude... Zira başbakan, doğru söylüyor. Anlattığı, Türkiye’de çok az bilinen bir gerçektir. Bilginiz olsun diye, konunun detaylarını vereyim:

1- Antik Olimpiyatlar sanıldığı gibi Yunanistan’a ait değildir. Onlarınki Helen Oyunları’dır. Antik Olimpiyatlar’ın orjinali, Ege bölgemizde olanıdır ve tam 258 yıl oynanmıştır.

2- Eski Yunan oyunları, her yıl yapılmasına karşı; Anadolu’daki Antik Oyunlar; şimdiki gibi 4 yılda bir yapılıyordu.

3- Yunan oyunlarına sadece erkek sporcular katılabiliyordu. Kadınlar, tribünlere seyirci olarak dahi alınmıyordu. Bizim topraklardaki olimpiyatlarda ise; bayanlar hem yarışabiliyor hem de seyirci olarak yarışmaları izleyebiliyordu.

4-Helen Oyunları’nda sporcular tamamen çıplaktı, bizdekiler özel giysiliydi.

5-Helen Oyunları’na sadece Yunan ırkından olanlar katılabiliyordu. Ama Ege’de her ülke sporcu gönderiyordu.

6-Helen Oyunları’na dövüş sporları hakimdi, bizim Antik Oyunlar’da yarışma sporları yapılırdı.

8-Yunan mitolojisinde tanrıların yaşadığı varsayılan 9 Olimpos dağından 8’i Türkiye’dedir. Atina’da Akropol’un olduğu dağ dışında başka bir Olimpos dağı bulunmaz.

***

Anlayacağınız; Antik Oyunlarla Helen Oyunları’nın birbiriyle hiçbir alakası yoktur. Bu nedenle; Modern Olimpiyatlar’ın gerçek anası, Anadolu topraklarındaki Antik Olimpiyatlar’dır.

Bu olimpiyatların meşalesi de; Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi, Antalya’daki Olimpos dağında yakılırdı. Kemer’e bağlı Ardasan burnu yakınlarındaki dağda, Chimera Alevi denilen bir ateş, tam 4 bin yıldan beri hiç sönmeden hala yanmaktadır. Sporcuların tamamı Olimpos’a çıkar, ellerindeki meşaleyi bizim Çıralı dediğimiz bu dağdaki ateşten yakardı. Acılış töreni dağın aşağısındaki Ardasan kumsalında yapılırdı.

Başbakanın birinci elden bunu Olimpiyat Komitesi Başkanı’na anlatması büyük bir olaydır. Konuya gereken önem gösterilip; “Olimpiyatların anası Yunanistan’dır” yalanından dünyayı kurtarmak gerekir.

Olimpiyatların yalnız anası-babası değil, bütün sülalesi Türkiye’dedir.

Derya 6 ama, Miller 11. kez olimpiyatta!

Survivor galibi Derya Büyükuncu’nun 6. kez olimpiyatlara katkılmış olması bir rekor olarak lanse edildi. Ama ne yazık ki, bir rekor değil. Çünkü İan Miller adlı bir binici; 1972 Münih Olimpiyatları’ndan beri, hiç aralıksız tam 11 kez oyunlara katılıyor. 1947 doğumlu 66 yaşındaki sporcunun Londra’daki yarışını izledim. Bir çok gençten başarılıydı.

Bir bayan kanocu da, Derya gibi 6 kez yarışmalara katıldı. Ama onun bir farkı var; katıldığı her yarışta Altın madalya aldı. Derya ise (Gümüş ve bronz dahil) hiç madalya kazanamadı.

Bunları onu aşağılamak için yazmıyorum. Sadece bilgi kirliliğini önlemek adına, doğruları söylüyorum. 6 kez olimpiyatlara katılmak bile, az şey değildir. Kaç kişiye nasip olur.

Olimpiyat yüzmelerine katılmak için, resmi yarışlarda bazı baraj derecelerini geçmek gerekiyor. Derya bunları başarıyor ki, oyunlara katılıyor. Yerine başkasını koyamıyorsanız, “Niye hep o gidiyor” diyemezsiniz.

2020 İstanbul : Hayal değil!

Türkiye, olimpiyatları düzenlemek adına ilk resmi girişimini; 1987 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin İstanbul’daki 92. sesyon çalışmaları sırasında yaptı. Demek ki aradan 25 yıl geçmiş...

Önceki başvurularımızın sürekli reddedilmesi, ciddi bir hazırlık yapılmaması nedeniyle normaldi... Dünyada olimpiyat kanunu çıkaran tek ülke olmamıza rağmen, işi sıkı tutmuyorduk. Artık değiştik ve geliştik. Büyük bir organizasyonu sürdürebilecek mali güce de ulaştık. Başbakan doğrudan Rogge ile görüştü. O da sporcularımızla kahvaltı yaptı. Herşey iyi gidiyor.

2020 için, ilk kez umutluyum.

Hiç yorum yok: